Diyabete karşı keton diyeti !

Bilimin en yoğun çalıştığı alanlardan biri de hiç kuşkusuz diyabet. Diyabete karşı verilen mücadele farklı alanlarda farklı stratejiler uygulanarak sürüyor. Bu stratejilerin bazıları hastalığı önlemeye, bazıları var olan durumu muhafaza etmeye, bazıları da hastalığı geriye dönük iyileştirmeye yönelik.

Yapılan çalışmalarda hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir teknik veya bir ilaç geliştirilemedi ama bu konuda bir hayli yol katedildi. Gerek kök hücre, gerek genetik çalışmalar günün birinde diyabetin mutlaka alt edilebileceği umudunu güçlendiriyor (Bu gelişmelerden bazı örnekler : link1 , link2, link3).

Hastalığı geriye dönük iyileştirme çalışmalarının yanı sıra kan şekerini kontrol altında tutmaya yönelik çalışmalar da tüm hızıyla devam ediyor. Bu çalışmalardan bazıları ilâçlı tedavi, bazıları da değişik beslenme diyetlerini oluşuyor.Bu makaleye konu olan çalışma ise Keton diyeti ile ilgili.

Bu çalışma genç ve sağlıklı kişilerden oluşan bir gönüllü grubuyla yapılmış ve elde edilen sonuçlar keton’un sağlıklı kişilerde kan şekerini kontrol altında tuttuğunu gösteriyor.

Diyabet ve keton metabolizması hakkında hiç bilgisi olmayan okuyucuları düşünerek geçmişte bu konuda yapılmış bazı araştırmalar ile bazı önemli noktalara kısaca değinmek gerekiyor.

Not: Ketojen diyetinde ekmek yok, makarna yok, şeker yok ama bol yağ ve protein var. Aslında ketojen diyeti uzun yıllardır bilinen ve özellikle sporcular tarafından uygulanan bir diyettir. Bu diyeti müthiş kılan şey kilo kaybının sadece yağlarda oluyor olması ve zayıflarken hem kas dokularının zarar görmemesi. Bu yüzden ketojenik diyetin yağları çabuk yakması ve performansı arttırması sporcular tarafından bir tercih nedeni. Bununla birlikte, ketojenik diyet günlük olarak büyük porsiyonlarda et yemeye izin vermiyor.

***

Diyabet nedir

Diyabet, kanda glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesi ile ortaya çıkan metabolik bir bozukluktur. Tip 1 vetip 2 olmak üzere iki ana sınıfta değerlendirilir. Tip 1 ve tip 2 diyabet de çeşitli parametreler göz önünde tutularak kendi aralarında alt birimlere ayrılmışlardır. Hatta The Lancet dergisinin 01 Mart 2018 tarihli sayısında yayınlanan bir araştırmada, Tip 2 diyabetin 6 parametre göz önünde bulundurularak üçü ağır, ikisi hafif olmak üzere 5 farklı formunun daha olduğunu bildirildi.(1)

Kan şekerini ne dengeler

Vücutta kan şekerinin düzenlenmesinde rol alan birçok hormon ve mekanizma bulunur. Bunlardan en önemlisi pankreastaki beta hücreleri tarafından salgılanan insülin hormonudur. Pankreas tarafından üretilen insülin hücre zarlarında bulunan insülin-reseptörleri tarafından yakalanarak hemen yanı başındaki GLUT (Glucose transporter) kanallarının açılmasını sağlar. Kandaki glukoz açılan bu kanallardan hücre içine girer ve enerji olarak kullanılmak üzere enerji ihtiyacı olan organlara iletilir. Bu mekanizmanın bozulması ile ortaya çıkan diyabetin tahribatı uzun yıllar sonra kendini göstermeye başlar. Yüksek şeker kontrol altına alınamadığı durumlarda uzun vadede retina hasarları, hipertansiyon, damar tıkanıklığı ve damar tahribatı gibi birçok ciddi yan hastalığın ortaya çıkmasına sebep olur.

Diyabet, dünyada ve Türkiye’de en büyük sağlık sorunlarından biri

Diyabet, dünyada en yaygın görülen toplumsal bir hastalıktır. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) diyabet için 21. yüzyılın salgını terimini kullanmaktadır (2). Yine aynı kuruluşun verilerine göre dünyada her on bir yetişkinden biri diyabet hastasıdır. Dünyada yaklaşık 415 milyon, Türkiye’de ise 7 milyon civarında diyabet hastası bulunuyor ve her geçen gün bu sayı giderek artıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), 2035 yılında dünyada diyabetli hasta sayısının 600 milyonu, Türkiye’de ise bu sayının 12 milyonu geçeceğini öngörüyor.

Ağızdan aseton kokusu

Vücudumuz gerekli olan enerjiyi genellikle şeker ve karbonhidratları yakarak sağlar. Ancak açlık dönemlerinde ve ağır egzersizlerde vücut metabolizmasını değiştirerek yağları yakar. Bu dönemde karaciğer beyin ve dokular tarafından enerji metaboliti olarak kullanılan keton cisimlerini üretir ve bu da ağızda aseton kokusu benzeri bir kokuya sebep olur. Bu durum, spor ve şeker diyetini disiplinli bir şekilde yapan sağlıklı insanlarda görülür. Aynı metabolik durum diyabet hastalarında da görülür fakat diyabet hastalarında durum sağlıklı insanlarda görülenden farklıdır. Sağlıklı insanlarda yaşam stilindeki değişiklikten sonra gelişirken, diyabet hastalarında yeterli insülin üretilememesinden kaynaklanmaktadır.

Diyabetik koma

Vücudun enerji gereksinimi için ilk kullandığı kaynak kandaki şeker ve karbonhidratlardır dedik. Kandaki şekerin hücrelere taşınıp enerjiye dönüştürülmesi için ise insüline ihtiyaç vardır. Tip 1 ve ileri tip 2 diyabet hastalarının pankreasları yeterli seviyede insülin üretmez bu da kandaki şekerin seviyesinin aşırı derecede yükselmesine sebep olur. Bu durumda enerjisiz kalan hücreler tıpkı açlık modunda olduğu gibi enerji ihtiyacını karşılayabilmek için protein ve yağlara yönelirler ve yağların kullanımı esnasında yağ asitlerinin bozunma ürünü olan keton cisimcikleri ortay çıkar.

Keton cisimciklerinin kanda birikmeye başlaması ketoasidoz veya diyabetik koma olarak adlandırılan tehdit edici bir duruma dönüşür. İşte şeker hastalarının ağızlarında alkole benzer bu tuhaf kokunun sebebi vücuttaki yağların yakılması esnasında ortaya çıkan ve keton cisimciklerinden biri olan aseton dan kaynaklanmaktadır. Aseton sadece solunum yoluyla değil, idrar yoluyla da dışarı atılır. Şeker hastalarının idrarının da aseton kokması bu yüzdendir.

Diyabet karşı ketonlar

Keton içeren gıda ve içeceklerin etkisi araştırılıyor

Daha önce yapılan çalışmalar ketonların sadece kilo kaybına yardımcı olmadığını aynı zamanda sağlığa da olumlu yönde etkilerinin olduğunu göstermişti. Örneğin, iltihabi reaksiyonları önlemesi, zihinsel olarak daha fit yapması (3), beyindeki enerji metabolizmasında rol oynayan genleri değiştirerek epileptik nöbetlerin zorluklarına maruz kalan nöronların işlevini dengelemeye yardımcı olması(4) bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor.

Dışarıdan keton takviyesi yapılırsa kan şekeri dengelenir mi

Konuyu araştırmak üzere Kelowna daki British Columbia Üniversitesi’nden Jonathan Little ve ekibi 20 sağlıklı gönüllü ile bir araştırma yaptılar. Gönüllüler önce 10 saat boyunca aç bırakıldılar ve ardından katılımcıların bir kısmına keton ester içeceği, diğer kısmına ise plasebo yani içeriği olmayan içecek verildi. 30 dakika sonra iki gruptaki katılımcılara da 75 gram şeker içeren bir sıvı içecek verildi ve iki grubun 2.5 saat boyunca her 15 ve 30 dakikada bir kan şekerleri ölçüldü.

Keton grubunda kan şekeri dalgalanması daha az

Yapılan ölçümler Keton-içecek grubundaki deneklerin kan şekeri değerlerinin plasebo grubuna göre belirgin bir şekilde daha iyi durumda olduğunu gösterdi.

Sonuç

Bu bulgular, gelecekte tip 2 diyabet hastaları ile aşırı kilolu öncü diyabet hastalarının keton takviyeli gıda ve içecekler ile kan şekerinin kontrol edilebileceği fikrini oluşturuyor.(5)

Yukarıda belirtildiği gibi bu deney sağlıklı ve genç katılımcılarla yapıldı ve keton içerikli içecekler bunlarda olumlu sonuç verdi. Aynı olumlu etkinin şeker hastası ve ihtiyarlarda da olup olmayacağı, olursa ne oranda olacağı henüz tam olarak bilinmiyor. Ayrıca konunun metabolik mekanizması da hala bilinmiyor. Konunun derinlemesine öğrenilmesi ve pratikte uygulamaya geçebilmesi için daha alınacak bir hayli yol olduğunu belirtmek gerekiyor.

Keton bulunan gıdalar

Yağlar, tereyağ, hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, yumurta, meyve ve sebzeler, yeşil salata, kabak, avokado, brokoli, ıspanak, karnabahar, frambuaz, süt ürünleri, peynir.


Diyabet hakkında hazırlanmış diğer makaleler 


Mehmet Saltuerk

++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar

  1. Novel subgroups of adult-onset diabetes and their association with outcomes: a data-driven cluster analysis of six variables
  2. Diabetes epidemic out of control
  3. Ketogenic Diet Reduces Midlife Mortality and Improves Memory in Aging Mice
  4. Ketogenic Diet Prevents Seizures by Enhancing Brain Energy Production
  5. Prior ingestion of exogenous ketone monoester attenuates the glycaemic response to an oral glucose tolerance test in healthy young individuals

Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir