Beyin kanseri

Beyin kanseri nedir

Beyin tümörü, beyindeki hücrelerin anormal büyümesidir. Etkiledikleri beyin dokularına göre 120’den fazla beyin tümörü türü vardır. Her beyin tümörü beyin kanseri değildir ancak iyi huylu tümörler bile bazen boyutları veya konumları nedeniyle tehlikeli olabilirler.

Beynin anatomisi birçok farklı sinir sisteminden ve farklı bölümlerden oluşan çok karmaşık yapıdır. Beyin tümörleri, beynin koruyucu zarından başlayarak, beyin sapı, sinüsler ve beynin birçok farklı alanında gelişebilir.

Birincil ve ikincil beyin tümörleri

Birincil beyin tümörleri beyinde başlar ve genellikle başka yere sıçramaz. ikincil beyin tümörleri ise vücudun başka bir yerinde başlar beyne sıçrar. Birincil ve ikincil beyin tümörleri arasındaki farkı bilmek önemlidir. Bunun nedeni, tedavinin kanserin nerede başladığına bağlı olarak değişmesidir.

1- Birincil beyin tümörleri

Birincil beyin tümörleri beynin veya omuriliğin herhangi bir yerinde başlayabilir. Yetişkinlerdeki kötü huylu beyin tümörlerinin çoğu beynin serebrum (ön beyin) adı verilen bölümünde başlar.

Ayrıca, birincil beyin tümörleri beynin başka bölümlerinde de başlayabilirler. Örneğin;

  • Beyni koruyan doku (menenjiyom / beyin zarları)
  • Omurilik
  • Hipofiz veya epifiz bezleri

Erişkinlerdeki iyi huylu beyin tümörlerinin çoğu menenjiyomda / beyin zarında başlar. Bunlara menenjiyom denir.

2- İkincil beyin tümörleri

Vücudun başka bir yerinden başlayan ve daha sonra beyne sıçrayan kanserlere ikincil beyin tümörleri veya beyin metastazları denir.

Metastatik beyin tümörleri, hızla büyüme ve çoğalma kabiliyetine sahiptirler ve yakınlarındaki beyin dokusunu istila ederler. İkincil beyin kanserleri, birincil kanserle aynı tip hücrelerden yapılır, yani, kanser akciğerlerde başladıysa, beyindeki kanserli alanlardaki hücreler de akciğer kanseri hücrelerinden oluşur.

Her türlü kanser beyne yayılabilir. Ancak en yaygın türleri şunlardır:

  • Akciğer kanseri
  • Meme kanseri
  • Böbrek kanseri
  • Melanom (cilt kanseri)
  • Bağırsak kanseri (kolorektal)

Metastazın nedeni, kanser hücrelerinin birincil kanserden ayrılabilmesi ve kan dolaşımı yoluyla beyne gidebilmesidir.

İyi ve kötü huylu olmak üzere iki farklı tümör çeşidi vardır

A- İyi huylu tümörler (benign): İyi huylu tümörler yavaş büyür ve yayılma olasılığı düşüktür.

Yaygın tipleri; 

  • Kordomalar: İyi huylu, yavaş büyüyen tümörlerdir. 50 ila 60 yaşları arasında görülür.
  • Kraniyofarenjiyomlar: Tipik olarak iyi huyludur, ancak beynin derinlerindeki kritik yapılara yakın yerleşimleri nedeniyle çıkarılması zor tümörlerdir.
  • Gangliositomalar: Gangliomalar ve anaplastik gangliogliomalar, nispeten iyi diferansiye olan (ayırt edilen) genellikle genç erişkinlerde görülen nadir tümörlerdir.
  • Glomus jugulare: Sık olarak iyi huyludur ve tipik olarak juguler venin tepesinde, kafa tabanının hemen altında bulunur.
  • Menenjiyomlar: Tüm beyin neoplazmalarının (kontrolsüz büyüyen hücreler) yüzde 10 ila 15’ini oluşturan en yaygın iyi huylu tümörlerdir, ancak çok küçük bir yüzdesi kötü huyludur.
  • Pineositomalar: Epifiz hücrelerinden köken alan, çoğunlukla erişkinlerde görülen genellikle iyi huylu lezyonlardır.
  • Hipofiz adenomları: Gliomalar, menenjiyomlar ve schwannomlardan sonra en sık görülen tümör türüdür. Hipofiz adenomlarının büyük çoğunluğu iyi huyludur ve oldukça yavaş büyür.
  • Schwannomalar: Sıklıkla erişkinlerde görülen iyi huylu tümördür. Normalde sinir hücreleri için “elektrik yalıtımı” sağlayan schwann kılıf boyunca ortaya çıkarlar.

B- Kötü huylu tömörler (malign): Beynin veya omuriliğin bölümlerine yayılabilir. Hızla büyürler ve çevredeki sağlıklı beyin yapılarını istila ederler. Bu yüzden hayatı tehdit edici olabilirler.

  • Gliomalar: Malign beyin tümörlerinin yüzde 78’ini oluşturan en yaygın yetişkin beyin tümörü türüdür. Beynin glia adı verilen destek hücrelerinden kaynaklanırlar.
  • Astrositomlar: Tüm birincil beyin ve omurilik tümörlerinin yaklaşık yarısını oluşturan en yaygın glioma dır. Astrositomlar, beynin destekleyici dokusunun bir parçası olan astrositler adı verilen yıldız şeklindeki glial hücrelerden gelişir. Beynin birçok yerinde ortaya çıkabilirler, ancak en yaygın olarak serebrumda ortaya çıkarlar.
  • Ependimomlar: Ventriküler sistemi kaplayan ependimal hücrelerin neoplastik dönüşümünden türetilir ve tüm beyin tümörlerinin yüzde iki ila üçünü oluşturur.
  • Glioblastoma multiforme (GBM): Glial tümörün en invaziv (zarar verici) tipidir. Bu tümörler hızla büyümeye, diğer dokulara yayılmaya ve kötü prognoza sahip olma eğilimindedir.
  • Medulloblastomlar: Genellikle serebellumda ve de en sık çocuklarda ortaya çıkar. Yüksek dereceli tümörlerdir, ancak genellikle radyasyon ve kemoterapiye yanıt verirler.
  • Oligodendrogliomalar: Beynin sinir hücrelerinin yalıtımını sağlayan miyelin den türetilir.

Beyin tümörünün görülme sıklığı ve tehlikeleri

Türkiye’de beyin ve sinir sistemi tümörleri, 100.000 yetişkinden yaklaşık 15-20’sini etkiler. Beyin tümörleri tehlikelidir, beynin sağlıklı bölgelerine baskı yapabilir veya bu bölgelere yayılabilirler. Bazı beyin tümörleri, beynin etrafındaki sıvı akışını engelleyerek kafatası içindeki basıncın artmasına neden olabilir. Bazı beyin tümörleri ise omurilik sıvısı yoluyla beynin veya omurganın uzak bölgelerine yayılabilir.

Bir tümörün beyin lezyonundan farkı nedir

Lezyonlar, bir hastalık nedeni ile doku ve organlarda meydana gelen malformasyonlar dır. Beyin tümörü, spesifik bir beyin lezyonu türüdür. Tüm tümörler lezyondur ancak her lezyon tümör değildir. İnme, yaralanma, ensefalit ve arteriyovenöz beyinde lezyonlara sebep olabilir ama bunlar kanser değildir.

Beyin kanserinin belirtileri

Baş ağrısı genellikle bir beyin tümörünün ilk belirtisidir. Baş ağrıları gelip geçici olabileceği gibi kalıcı da olabilmektedir. Baş ağrıları hafiften şiddetliye kadar değişen skalada olabilmektedir. Her baş ağrısı beyin tümörü olduğu anlamına gelmez. Ancak endişelerin giderilmesi açısından doktor ile görüşülmesi tavsiye edilir.

Beynin farklı bölümleri farklı işlevleri kontrol eder bu nedenle beyin tümörü belirtileri tümörün nerede olduğuna bağlı olarak değişir. Örneğin başın arka tarafındaki beyincikte bulunan bir tümör yürüme ve dengede sorunlara neden olabilir. Eğer tümör beynin görmeden sorumlu olan bölgesinde ise görmede sorunlar meydana gelebilir. Ayrıca tümörün büyüklüğü ve büyüme hızı semptomları etkiler.

En yaygın semptomları:

  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Nöbetler veya konvülsiyonlar
  • Düşünme, konuşma veya kelimeleri bulmada zorluk
  • Kişilik veya davranış değişiklikleri
  • Vücudun bir kısmında veya bir tarafında zayıflık, uyuşma veya felç
  • Denge kaybı, baş dönmesi
  • Görme, işitme, koku veya tat almada bozulma
  • Karışıklık ve oryantasyon bozukluğu
  • Hafıza kaybı

Beyin kanserinin nedenleri

  • Yaş: Beyin tümörleri, çocuklarda ve yaşlı erişkinlerde daha yaygındır, ancak her yaşta beyin tümörü gelişebilir.
  • Cinsiyet: Genel olarak, erkeklerin beyin tümörü geliştirme olasılığı kadınlardan daha fazladır. Bununla birlikte, meningioma gibi bazı spesifik beyin tümörleri kadınlarda daha sık görülür.
  • Kimyasallar: Böcek ilaçlarına, petrol ürünlerine, solventlere, kauçuğa veya vinil klorüre maruz kalmak beyin tümörü gelişme riskini artırabilir. Ancak bu olası bağlantıyı destekleyen bilimsel bir kanıt henüz yok.
  • Aile öyküsü: Beyin tümörlerinin yaklaşık %5’i, Li-Fraumeni sendromu, Nörofibromatozis, Nevoid bazal hücreli karsinom sendromu, Tuberöse skleros, Turcot sendromu ve von Hippel-Lindau hastalığı dahil olmak üzere kalıtsal genetik faktörler veya durumlarla bağlantılı olabilir.
  • Enfeksiyonlar: Virüslere ve alerjenlere maruz kalma. Epstein-Barr virüsü (EBV) ile enfekte olmak, merkezi sinir sistemi kanseri (CNS lenfoma) riskini artırır. Not : EBV daha yaygın olarak mononükleoza (öpüşme hastalığı) neden olan virüs olarak bilinir. Bazı araştırmalarda, beyin tümörü dokusunda sitomegalovirüs (CMV) adı verilen yaygın bir virüsün yüksek seviyeleri bulunmuştur. Çalışmalar, alerji öyküsü veya cilt rahatsızlıkları olan hastaların glioma riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir.
  • Elektromanyetik alanlar: Şu ana kadar yapılan araştırmalarda, elektrik hatları veya cep telefonu kullanımından kaynaklanan elektromanyetik dalgaların, yetişkinlerde beyin tümörüne sebep olduğunu gösteren hiçbir bağlantı bulunamadı. Çocuklardaki riskle ilgili çelişkili bilgiler nedeniyle, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasını tavsiye ediyor ve hem yetişkinler hem de çocukların kulaklık kullanmasını tavsiye ediyor.
  • Irk ve etnik köken: Amerika Birleşik Devletleri’nde, beyazlarda siyahlara göre glioma olasılığı daha yüksektir, ancak meningioma daha düşüktür. Ayrıca, kuzey Avrupalılarda beyin tümörü olasılığı Japonlara göre iki kattan daha fazladır.
  • İyonlaştırıcı radyasyon: Çeşitli araştırmalar tedavi amacı ile beyne veya kafaya yapılan X-ışınlar ve iyonlaştırıcı radyasyon uygulaması beyin tümörü için bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir.
  • Kafa travması ve nöbetler: Ciddi kafa travmasının beyin tümörleriyle ilişkisi uzun süredir araştırılmaktadır. Bazı çalışmalar kafa travması ile menenjiyom arasında bir bağlantı olduğunu ancak kafa travması ile glioma arasında bir bağlantı olmadığını göstermiştir. Nöbet öyküsü de beyin tümörleriyle ilişkilendirilmiştir.
  • N-nitroso bileşikleri: Diyet ve vitamin takviyesi ile ilgili bazı çalışmalar, diyetteki N-nitroso bileşiklerinin hem çocukluk hem de yetişkin beyin tümörü riskini artırabileceğini gösteriyor gibi görünmektedir ! Nitrit ile işlenmiş hava, su ve gıda ürünlerinde düşük seviyelerde N-nitroso bileşikleri bulunabilir. Bu tür gıda ürünleri arasında peynirler, balıklar, domuz pastırması ve tütsülenmiş etler bulunmaktadır. N-nitroso bileşikleri ayrıca tütün dumanı, çiğneme tütünü ve birada da bulunur.

Beyin tümörleri nasıl teşhis edilir

Bir beyin tümörünün teşhisi, fiziki muayene ve tıbbi geçmişe bakılarak başlar. Fiziki muayene çok detaylı bir nörolojik muayeneyi içerir. Bu muayenelerde refleksler, kasların gücü, denge, koordinasyon, sıcak ve soğuk ayırt etme, matematiksel hesaplamalar yapabilme kabiliyeti gibi konuların normal olup olmadığı test edilir. Ayrıca kafatası içerisinde tümör nedeniyle oluşan basınçtan kaynaklı optik sinirlerdeki şişmeler oftalmoskop görüntüleme kullanılarak tespit edilir. Bunun dışında göz bebeklerinin ışığa tepkisi de ölçülür

Beyin kanseri teşhisi için ana testler şunlardır

  • CT (bilgisayarlı tomografi) taraması: X-ışınları kullanılarak vücudun iç kısmının birden fazla fotoğrafı çekilir.
  • MRI (manyetik rezonans görüntüleme) taraması: Bilgisayar ve güçlü bir mıknatıs yardımı ile vücudun enine kesit resimleri ç
  • MRS (manyetik rezonans spektroskopisi) taraması: Beynin kimyasal yapısındaki değişiklikleri aranır. MRI ile aynı anda yapılabilir.
  • PET (pozitron emisyon tomografisi) taraması: Vücuda az miktardaki radyoaktif solüsyon enjekte edilir ve solüsyonu normal hücrelerden daha hızlı emen kanserli hücrelerin resimleri ç
  • SPECT (tek proton emisyonlu bilgisayarlı tomografi)
  • Tek foton emisyonlu BT (SPECT) taraması: Beyindeki kan akışının üç boyutlu görüntüleri alınır. Tümör gibi daha yüksek kan akışına sahip alanlar taramada daha parlak görünür.
  • Lomber ponksiyon (omurilik musluğu olarak da bilinir): Kanserli hücreleri test etmek için omurilik sıvısından bir iğne yardımı ile sıvı çekilmesi.

Beyin kanseri teşhisi konulduktan sonra yapılanlar

Beyin kanseri teşhisi konduktan sonra, multidisipliner bir ekip tarafından kanserin türü, boyutu, yeri ve genetik yapısı, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak uygulanacak tedavinin planlaması yapılır. Öncelikle MRI, CT taramaları ve diğer testlerin sonuçlarına göre kanserin evresi belirlenir. Evreleme, kanserin büyüklüğünü ve beyinde ne kadar yayıldığını açıklar.

Not: Beyin tümörleri, ne kadar hızlı büyüdüklerine ve yakındaki dokuyu istila etme yeteneklerine bağlı olarak genellikle 1 ila 4 arasında derecelendirilir: 1. ve 2. dereceli tümörler en yavaş büyüyenlerdir ve düşük dereceli tümörler olarak adlandırılırlar. 4. derece tümörler en hızlı büyüyen tümör türleridir.

Bir beyin tümörü tedavisi şunlara bağlıdır:

  • Tümörün tipi
  • Tümörün boyutu
  • Tümörün yeri
  • Genel sağlık durumu

Kötü huylu beyin tümörlerinin en yaygın tedavisi cerrahi müdahaledir. Cerrahi müdahale ile beynin sağlıklı bölgelerine zarar vermeden mümkün olduğu kadar çok kanseri bölge çıkarılır. Bazı tümörlerin konumu güvenli bir şekilde çıkarılmasına izin verirken, bazılarına izin vermez ama tümörün kısmen çıkarılması bile faydalı olabilir. Her beyin cerrahisinin enfeksiyon kapma ve kanama gibi risklerinin olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca bulunduğu konum bakımından tehlikeli bir yerde bulunan iyi huylu tümörlerde cerrahi müdahale ile çıkarılırlar.

Metastatik beyin tümörleri, orijinal kanser tipine yönelik kılavuzlara göre tedavi edilir. Ayrıca hastaya cerrahi müdahaleye ilaveten, radyasyon tedavisi ve kemoterapi gibi diğer tedaviler de yapılır. Duruma göre cerrahi müdahaleden sonra hastaya fizik tedavi ve konuşma terapisi de uygulanabilir.

Tedaviye bağlı olarak, tedavi ekibi birkaç farklı sağlık uzmanından oluşabilir. Örneğin;

  • Ev doktoru: Genel sağlıkla ilgilenir ve tedaviyi koordine etmek için uzmanlarla birlikte çalışır.
  • Nörolog: Beyin ve sinir sistemi hastalıklarını teşhis ve tedavi eder.
  • Beyin cerrahi: Tümör ameliyatını yapar.
  • Kanser hemşiresi: Tedaviye yardımcı olur ve tedavi boyunca hastaya bilgi ve destek sağlar.
  • Tıbbi onkolog: Kemoterapiyi koordine eder ve kemoterapinin seyrini belirler.
  • Radyasyon onkologu: Radyasyon tedavisini koordine eder ve seyrini belirler.

Beyin tümörü tedavisi

Kanser, tıptaki en büyük zorluklardan biridir. Her yıl dünya çapında yaklaşık on milyon insan kötü huylu tümörlerden ölmektedir. Avrupa’da ve diğer sanayileşmiş ülkelerde artık her 20 kişiden biri kanserle yaşıyor ve bu eğilim giderek artıyor. Günümüzde gelişmiş teşhis ve tedavi yöntemleri sayesinde artık birçok kanser türü tedavi edilse de halâ en korkulan hastalıklar arasında ilk sırayı almaktadır. Cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi gibi yaygın klasik tedaviler, genellikle agresif kanser türlerinin ileri evrelerinde ve metastazlarda pek etkili olmayabiliyor.

İmmünoterapi, umut veriyor

Tüm kanser vakalarının yaklaşık yarısı halâ ölümcüldür. Bu nedenle tüm dünyada bilim insanları tümörler ve metastazlar ile savaşmak için yeni yöntemler arıyorlar. Bu yöntemler arasında vücudun kendi bağışıklık sistemini kullanarak yapılan immünoterapiler öne çıkıyor.

Beyin, patojenleri ve diğer yabancı maddeleri dışarıda tutmak için bariyerler ile donatılmış bir tür kale gibidir. Beyinin kendini tehlikelerden korumak için geliştirdiği bu sisteme „Kan beyin bariyeri (BBB)“ denir. Bu doğal koruyucu sistem beyne girecek olan zararlı veya yabancı maddelerin geçişini engelleyerek bizi hastalıklardan korur.

Kan beyin bariyerinin bu koruyucu fonksiyonun bir de kötü yanı vardır ki, bizi hastalıklarla mücadelede korumasız bırakır. Şöyle ki, kan beyin bariyeri, kanser ve diğer hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçları, antikorları veya diğer etken maddeleri yabancı madde olarak algılar ve onların girişine de izin vermez. Bu da tedaviyi zorlaştıran bir durumdur. Bilim şimdi tedavide engel çıkaran bu sistemi alt etmeyi başardı. Bu başarı, beyin tümörleri ile mücadelede immünoterapiyi mümkün kılıyor.

Tedavide büyüme faktörü VEGF-C etkisi: Hücresel atıkları beyinden atmanın doğrudan bir yolu yoktur ancak bu atıklar lenfatik sistem yoluyla dolaylı olarak atılırlar ve lenfatik sistem büyüme faktörü VEGF-C tarafından regüle edilir.

Metot: VEGF-C ve Checkpoint-İnhibitorü (bağışıklık kontrol noktalarını engelleyen kontrol noktası modülatörleri grubundan ilaçlardır.) birlikte kanserli farelerin beyin omurilik sıvısına verildi ve daha sonra yapılan laboratuvar ölçümlerinde tümörlü hücreler ile savaşan T hücrelerinin sayısının arttığı, farelerin hayatta kalma sürelerinin uzadığı bulundu. Başka bir ifade ile VEGF-C’nin immünoterapi ilaçlarıyla birlikte verilmesi, beyin kanseriyle savaşta başarılı oldu. Farelerde başarı olan bu metodun insanlarda da başarılı olması bekleniyor ama bunun için bir dizi klinik çalışmaya ihtiyaç var


Benzer konularda hazırlanmış diğer makaleler 


Mehmet Saltuerk

++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar

  1. Understanding Brain Tumours
  2. VEGF-C-driven lymphatic drainage enables immunosurveillance of brain tumours
  3. De-novo and acquired resistance to immune checkpoint targeting
  4. Non-cancerous Breast Conditions
  5. Benign brain tumour (non-cancerous)
  6. Environmental risk factors of primary brain tumors: A review
  7. https://www.aans.org/
  8. https://www.cancer.org.au/
  9. https://www.hopkinsmedicine.org/health
  10. https://www.healthline.com/
  11. https://www.cancer.net/
  12. https://miamineurosciencecenter.com/en/conditions/brain-tumors/types/
  13. https://www.cancer.gov/rare-brain-spine-tumor/

Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

“Beyin kanseri” için bir yorum

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir