Korona: B.1.1.7 varyantlı virüsler ne kadar tehlikeli

20 ve 21 Eylül 2020 tarihlerinde güney İngiltere ve Londra’dan alınan örneklerde SARS-CoV-2 ‘in B.1.1.7 adında yeni varyantı ortaya çıktı. İngiltere’de hızla yayılan ve daha önce dolaşan varyantlardan çok daha bulaşıcı olan virüsün bu yeni formu tüm dünyada endişelere yol açtı ama virüsün geliştirilen aşıları etkisiz kılacağı veya daha ağır hastalığa neden olacağına dair şimdilik hiçbir kanıt yok. Ancak birçok soru halâ açık.

Aslında SARS-CoV-2, yavaş mutasyona uğrayan virüsler grubuna ait bir virüstür. Bu virüste ortalama olarak ayda yalnızca bir veya iki mutasyon ortaya çıkar ve bu mutasyonlar şimdiye kadar hastalığın seyrini neredeyse hiç değiştirmediği gibi geliştirilen aşıların etkisi bu değişiklikler nedeniyle henüz tehlikeye girmedi.

Not: Bilinen mutantlar arasında şu anda dünya çapında hakim olan G614 varyantının yanı sıra 2020 yaz aylarında İspanya’da ortaya çıkan 20A.EU1 türü yer alıyor. Danimarka’da vizon çiftliklerinde keşfedilen ancak hızlı bir şekilde etkisini kaybeden Cluster 5 mutantı büyük ölçüde ortadan kalkmış gibi görünüyor

Yeni  B.1.1.7 varyantı hızla yayılıyor

Uzmanlar arasında bu mutasyonun virüsün davranışını önemli ölçüde değiştirmiş olabileceği yönünde kuşkular ortaya çıktı. 20 ve 21 Eylül 2020 tarihlerinde güney İngiltere ve Londra’dan alınan örneklerde 1.600’den fazla vaka tespit edildi. Ancak epidemiyologlar B.1.1.7 varyantı ile çok daha fazla kişinin enfekte olduğu varsaymaktadır. İngiliz hükümeti tarafından yapılan açıklamada, kasım ayı ortasında Londra çevresinde test edilen vakaların yaklaşık % 26’nın B.1.1.7 varyantlı virüsler olduğu, aralık ayının ikinci haftasında bu oranın önemli ölçüde artarak tüm vakaların yüzde 60’nı oluşturduğu bildirildi.

Eşi görülmemiş sayıda mutasyon 

Edinburgh Üniversitesi’nden Andrew Rambaut yeni mutasyon ile ilgili şöyle dedi: “B.1.1.7 hattında normalden daha fazla genetik değişiklik var. Buna göre, yeni SARS-CoV-2, orjinal tipten farklı olarak 3’ü tamamıyla kaybolmuş, 14 hatta ise değişmiş Amino Asitler yer almaktadır.” Andrew Rambaut, 14 hatta amino asit değişikliğinin, Covid-19 küresel genetik envanterinde şimdiye kadar görülmemiş bir durum olduğunu belirtiliyor.

Virologlar, bu kadar çok mutasyonun bu kadar kısa zamanda ve neredeyse aynı anda meydana gelmesinin özel koşullar altında gelişmiş olmasından şüpheleniyorlar. Buna göre uzmanlar, B.1.1.7 varyantının bağışıklığı baskılanmış ve SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş hastalarda gelişmiş olabileceğini düşünüyor.

Mutasyon nasıl ortaya çıktığı konusunda bir hipotez

Bunu nasıl olduğu konusunda tahminler biraz spekülatif olmak beraber kendi içinde mantıklı gibi görünüyor.

Bunlardan biri şöyle: Bağışıklığı baskılanmış ve SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş hastaların viral yükleri genellikle yüksektir ve bu hastalarda koronavirüs enfeksiyonu aylarca sürebilir. Bu hastalar, korona virüsü ile enfekte olmuş ve daha sonra iyileşmiş hastalardan alınan antikor içeren nekahet plazma ile tedavi edildiler. Plazma içerisinde gözden kaçmış olası bir virüsün bulunması ve bu virüsün uzun süre vücutta kalarak evrim geçirmesi bizi B.1.1.7 varyantının olağandışı genetiğinin, olağan dışı hipotezine götürüyor.

Spike proteininde sekiz değişiklik

Bu mutasyonlardan sekizi, koronavirüsün hücrelere bağlandığı Spike Proteinde bulunuyor. Vücudumuzun ürettiği antikorlar ve aşılar bu proteine bağlandığından, virüsün Spike Proteininde meydana getirdiği değişiklikler özellikle endişe vericidir. Spike Proteinin bağlanma alanındaki bir değişiklik, koronavirüsün hücrelere daha etkili bir şekilde nüfuz etmesine yardımcı olabilir. Bu değişiklik virüsü potansiyel olarak daha bulaşıcı hale getirebileceği gibi çoğalma ve daha başka olumsuzlukları da kolaylaştırabilir.

B.1.1.7 varyantının virüsün davranışında ne gibi değişikliklere sebep olduğu (veya olacağı) henüz tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, bazı genetik değişiklikler endişe kaynağı olmaktadır. Bunlardan biri proteinin bağlanma bölgesindeki amino asitin 501. pozisyonundaki “N501Y” dir.

Mutasyonlar hücreye bağlanmayı kolaylaştırıyor

Deneysel veriler, N501Y-mutasyonu nun, virüsün insan hücrelerindeki kenetlenme bölgesi olan ACE2 reseptör-afinitesini (bağlanmasını) artırabileceğini göstermektedir. Fare ve hücre kültürleri ile yapılan deneyler bu mutasyonun SARS-CoV-2’nin bulaşıcılığını arttırdığını gösterdi. (Bu durum N439K ve Y453F mutasyonları için de geçerli olabilir.)

Ayrıca yapılan araştırmalarda, spike proteininin iki alt birimini ayıran bölgede bulunan P681H adındaki mutasyonun da virüsün solunum sistemi hücrelerine nüfuz etmesini kolaylaştırarak bulaşıcılığı arttırdığı saptandı.

Yüksek R-Değeri, yüksek bulaşıcılık

Yapılan araştırmaların ilk verileri B.1.1.7 varyantına sahip virüslerin önceki koronavirüs varyantlarından daha hızlı ve daha kolay yayıldığını gösteriyor.

Yapılan ilk testler bu virüs türünün büyüme oranının orijinal türe göre yaklaşık % 70 daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca NERVTAG uzmanlar panelinde B.1.1.7 varyantına sahip virüslerin 0,39 ila 0,93 daha yüksek bir R-Değerine (basic reproduction number) sahip olduğu belirtildi.

Açıklama: R-değeri, enfekte bir kişinin ortalama olarak kaç kişiyi enfekte ettiğini gösterir. Pandemiyle savaşta temel hedef bu değeri 1’in altında tutmaktır, çünkü yeni enfeksiyonların sayısı ancak R-değerinin 1’in altına düşmesi ile azalır.

East Anglia Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, R-Değerinin 0,4 veya daha fazla artırmasının son derece kötü bir gösterge olduğu, değerlerin böyle devam etmesi durumunda radikal karantina önlemlerinin bile yeterli olmayacağı belirtildi.

London School of Hygiene & Tropical Medicine‘den John Edmunds de aşağı yukarı aynı görüşte. Edmunds, “Zorlu günler bizi bekliyor, B.1.1.7 varyantlı virüsleri kontrol etmek için daha fazla kısıtlayıcı önlemler alınması gerekli olabilir.” dedi.

Bu mutasyon mevcut aşıları etkiler mi?

Covid- 19 Genomics UK Consortium tarafından 19.12.2020 tarihinde konu ile ilgili yaptığı açıklamada, tartışılan mutasyonlardan herhangi birinin Covid-19’un seyrini ve şiddetini etkileyeceğine veya mevcut aşıların etkisini bozacağına dair elde net kanıtların olmadığı belirtildi.

Düsseldorf Üniversite Hastanesinden virolog Jörg Timm, yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilerin halâ çok eksik olduğu, yeni varyantın biyolojik özelliklerinin tamamıyla anlaşılması ancak  yapılacak kapsamlı laboratuvar testler ile ortaya çıkacak dedi.


Benzer konularda hazırlanmış diğer makaleler


Mehmet Saltuerk

++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar

  1. Preliminary genomic characterisation of an emergent SARS-CoV-2 lineage in the UK defined by a novel set of spike mutations
  2. COG-UK update on SARS-CoV-2 Spike mutations of special interest Report 1
  3. NERVTAG meeting on SARS-CoV-2 variant under investigation VUI-202012/01
  4. COVID-19 Genomics UK Consortium

Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir