Genler ve hastalıklar

Birçok hastalığın ortaya çıkması veya ilerlemesinde genetik faktörler önemli rol oynamaktadır. 2015 yılı itibari ile yapılan çalışmalarda  genetik sebeplerden kaynaklanan 7000 kimlikcivarında hastalık tespit edildi ve her geçen gün bunlara yenileri eklenmekte. Sadece son birkaç yıl içinde genomun 12000 değişik noktasında 982 hastalığa ait noktasal mutasyonlar keşfedildi.

Genetik hastalıkların  sınıflandırılması

Genetik sebeplerden kaynaklanan hastalıklar üç ana grupta toplanmaktadır

  1. Kromozomal hastalıklar: Kromozom sayısı veya yapısında meydana gelen değişikliklerden kaynaklananlar. Örnek; Down Sendromu, …
  2. Monogenik hastalıklar: Tek bir gende meydana gelen değişikliklerden kaynaklananlar. Bu değişiklikler belirli bir enzim veya proteinin kayıp ya da hatalı sentezlenmesine sebep olur. Örnek; Talasemi, Hemofili, …
  3. Poligenik hastalıklar: Birçok gen den kaynaklananlar. Bir genin veya çevresel faktörlerin birçok genin faaliyetini etkilemesi sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklardır. Örnek; Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite, arteriyoskleroz, şizofreni, alzheimer, depresyon, … 

Kolesterolün faydaları, zararları ve APOE geni ile olan ilişkisi

Kolesterol, vücut için yaşamsal öneme sahip çok önemli bir moleküldür. Hücre zarının önemli bir bileşeni olan kolesterol, membran stabilitesini arttırarak hücre zarı içerisine çeşitli proteinlerin, kimyasalların ve iyonların giriş ve çıkışına olanak sağlar. Kolesterol vücut için öyle gereklidir ki, vücut bunu şansa bırakmaz ve ihtiyacının neredeyse tamamını kendisi üretir. Başka bir ifadeyle vücut kolesterol ihtiyacının sadece % 10’nu gıdalar yoluyla dışarıdan alırken geri kalanının tamamını bizzat kendisi üretir.

APOE Geni: 19. kromozom üzerinde APO (Apolipoprotein) diye adlandırılan bir gen bulunmaktadır. Bu genin A,B,C ve E olmak üzere dört önemli formu (allel) bulunmaktadır. Bu yazıda yüksek kolesterol ve ona bağlı rahatsızlıkları ilgilendiren E formu ele alınacaktır.

APOE formunun görevi nedir

APOE (Apolipoprotein E), kanda bulunan apolipopreteinlerden biridir. Yağ metabolizmasında önemli rol oynar ve bu nedenle bu genin mutasyonlu olup olmaması kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkmasında etkilidir.

APOE ayrıca ligand özelliğine de sahip bir proteindir. APOE nin bu özelliği, kanda bulunan yağların yüzeyinde bulunan molekül yakalayıcı reseptörlere bağlanmasını ve hücre içerisine alınmasını sağlar. APOE ayrıca Trigliserid, VLDL, LDL, gibi kötü yağları katalize ederek karaciğere taşınmasına ve orada parçalanmasına olanak sağlar ve böylece bu yağların damarlarda birikmesinin önüne geçer. APOE geni mutasyon geçirmesi durumunda kolesterol damarlarda birikerek damarların tıkanmasına yani Arteriyoskleroz sebep olur.

APOE ayrıca ligand özelliğine de sahip proteindir. APOE nin bu özelliği, kanda bulunan yağların hücrelerin yüzeyinde bulunan molekül yakalayıcı Reseptörlere bağlanmasını ve hücre içerisine alınmasını sağlar. Ayrıca APOE Trigliserid, VLDL, LDL, gibi kötü yağları katalize ederek karaciğere taşınmasına ve orada parçalanmasına olanak sağlar ve böylece bu yağların damarlarda birikmesinin önüne geçer. APOE geni mutasyon geçirmesi durumunda ise kolesterol damarlarda birikerek damarların tıkanmasına yani Arteriyoskleroz sebep olur.

APOE geninde meydana gelen mutasyonlar ve sebep olduğu hastalıklar

APOE geninde meydana gelen mutasyondan kaynaklanan üç önemli alt formu (alleli) bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla APOE2, APOE3 ve APOE4 formlarıdır. Bu formların en önemli özelliği reseptör sayılarının farklı olmasıdır. Kişinin sağlığı bu formlardan hangisine sahip olduğu ile yakından ilgilidir, çünkü alt formların çeşidi ile Trigliserid, LDL ve VLDL gibi kötü yağların kandan uzaklaştırılması arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır.

  1. APOE2 alt formu: Genetik bir hastalık olan Tip III hiperlipoproteinemi oluşmasında rol oynar ve arteriyoskleroz için düşük risk oluşturur. APOE2 formunun toplumda görülme sıklığı % 6-7 dir.
  2. APOE3 alt formu:: En iyi ve en yaygın olan versiyondur. APOE3 formunun toplumda görülme sıklığı % 80 dir.
  3. APOE4 alt formu: ile Arteriyoskleroz ve Alzheimer arasındaki ilişki: APOE4 alt formu en kötü olan versiyondur. İnsanların yaklaşık % 7 sinde bu versiyon bulunur. Bu versiyon bir yandan arteriyoskleroz’a sebep olurken diğer yandan Alzheimer hastalığı ile bilişsel işlev bozukluklarına da sebep olur. Bunun dışında sinir hücrelerinin APOE GENOTIP2gelişimini de yavaşlatır.
  4. APOE4 ve kalp krizi riski: APOE alt-formlarının insanda altı değişik kombinasyonu bulunur. Bu kombinasyonlardan en kötü olanı E4/E4 kombinasyonudur (Hem anneden, hem babadan E4’ün birer kopyasının çocuğa geçmiş olması). E4/E4 kombinasyonuna sahip olan kişiler kalp krizi konusunda en riskli grubu oluşturmaktadır. E4/E4 kombinasyonun toplumda görülme sıklığı % 4 dür.

APOE4 ve Alzheimer riski: APOE 19. kromozom üzerinde bulunan 864 harf uzunluğunda bir gendir. Alzheimer hastalığı 334. pozisyonundaki nükleotidin Adenin (A) yerine Guanin (G) gelmesi ile oluşur. Buna göre;

  • Eğer kişi APOE4 formunun tek kopyasına sahipse yani anne veya babadan sadece birinden mutasyonlu APOE4 geni alınmışsa bu kişilerin 75 yaşında Alzheimer olma riski % 47 dir.
  • Eğer kişi APOE4 formunun çift kopyasına sahipse yani hem anneden hem de babadan mutasyonlu APOE4 geni almışsa bu kişilerin 69 yaşında Alzheimer olma riski yaklaşık % 90 dır.
  • Eğer kişi APOE4 formuna hiç sahip değilse bu kişilerin 85 yaşında Alzheimera yakalanma riski sadece % 20 dir.

reseptc3b6r1

Mehmet Saltuerk

++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar

  1. Increased frequencies of apolipoprotein epsilon 2 and epsilon 4 alleles in patients with ischemic heart disease
  2. Sex modifies the APOE‐related risk of developing Alzheimer disease
  3. The National Institutes of Health (NIH)
Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

7 janvier 2015

imageCFI

Yeni geliştirilen Diyet Hapı vücudu kandırarak zayıflatıyor.

Kalorisi olmayan Diyet Hapı

Spor ve diyet yaparak zayıflamak birçok kişi için oldukça zahmetli bir yol olduğu için zahmetsiz ve kolay bir yol olan diyet hapları tercih edilir. Diyet haplarının sağlığı tehdit eden önemli yan etkileri Unbenannt-11bulunmaktadır.

Nature Medicine dergisinin 5 Ocak 2015 tarihinde yayınlanan bir araştırmada, yakın bir gelecekte piyasaya çıkacağı tahmin edilen bir diyet hapı ile zahmetsizce kilo vermenin mümkün olabileceği rapor edildi. Geliştirilen bu ilacın muhtemel hiçbir yan etkisinin olmayacağı belirtiliyor.

Salk-Institute for Biological Studies’den Evans ve çalışma grubunun geliştirdiği bu diyet hapı vücudu adeta yemek yemiş gibi aldatıyor ve aynı zamanda vücudun yağ yakmasını teşvik ediyor. Bu ilaç geleneksel diyet ilaçlarının aksine kana ve diğer organlara geçmeden direkt bağırsaklarda gelerek orada çalışıyor ve işi bittikten sonra doğal yollardan atılıyor. Bu yüzden yan etkisinin oldukça az olacağı veya hiç olmayacağı tahmin ediliyor.

***

Gerek yemek esnasında gerekse yemek sonrası karaciğer safra asidi üreterek sindirime yardımcı olur ve aynı zamanda alına gıdalardaki şeker ve yağ vücutta depolanır. Bu süreçte farnesoid x receptor’ü (FXR) ile birlikte çalışan bir protein önemli rol oynar.

Alışılmış diyet ilaçlarının çalışma prensibi

Piyasada kullanılan diyet ilaçlarının birçoğu, farnesoid x receptor’ünü aktif hale getirerek yağ yakma prensibine dayanır ama bu ilaçlar sadece farnesoid x receptor’ünü aktif hale getirmekle kalmıyor aynı zamanda kan yolu ile vücuda dağılarak vücuttaki diğer proteinleri de aktif hale getiriyor ki, bu da organların zarar görmesine sebep oluyor.

Sadece bağırsaklarda etkili ve hayali bir tokluk hissi veriyor

Evans ve çalışma grubunun geliştirdiği Fexaramin adındaki etken maddenin en önemli özelliği hiç kalorisinin olmaması ve sanki yemek yenmiş gibi beyne sinyal göndererek iştahı kesiyor olması.

Fexaramin’in bir başka önemli özelliği ise sadece bağırsaklarda görev yapıyor olması. Fexaramin, bağırsaklarda farnesoid x receptor’leri ve receptor ile birlikte çalışan bir proteini aktif hale getiriyor ve işi bitince bağırsaklardan dışarı atılıyor. Yukarıda belirtildiği gibi Fexaramin bağırsaklardan kana geçmiyor. Bir başka ifade ile kan yolu ile diğer organlara ulaşamıyor. Bu da organların zarar görmemesi anlamına geliyor.

Farelerde uygulama başarılı

Bu araştırma beş hafta boyunca obez farelere her gün Fexaramin tablet verilerek yapılmıştır ve deneyin sonunda farelerin zayıfladığı kan şekeri veUntitled-1 (2) kolesterol düzeylerinin düşütüğü tespit edilmistir. edilmiştir. Buna ek olarak farelerin vücut ısısının yükseldiği tespit edilmiştir.*

Sonuç

Konu ile ilgili yapılan açıklamada, fexaramin farelerde gösterdiği bu olumlu etkinin insanlarda da beklendiği belirtiliyor.

Vücut ısısının yükselmesi*: Metabolizmanın hızlı çalışması ve yağ yakılmasına işaret.

text obez

FXR1 geninin Genetik Haritası

FXR1

Mehmet Saltuerk

++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar

Intestinal FXR agonism promotes adipose tissue browning and reduces obesity and insulin resistance

Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.