Unutmayın!!! Genç Yaşta İçilen Her Kadeh, Gelecekte Prostat Riskinizi Artırabilir
Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Özellikle ileri yaşlardaki erkekleri etkileyen bu hastalık, erken teşhis edildiğinde genellikle tedavi edilebilir olsa da, bazı türleri daha hızlı büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. İşte bu daha agresif, yani “yüksek dereceli” prostat kanseri türleri, hem teşhis hem de tedavi açısından daha zorlayıcıdır.
Prostat kanserine yol açan risk faktörleri üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Yaş ve aile öyküsü gibi bilinen risk faktörlerinin yanı sıra, yaşam tarzı faktörlerinin etkisi de merak edilmektedir. Alkol tüketimi, genel sağlık ve birçok kanser türü (ağız, boğaz, yemek borusu, karaciğer vb.) için bilinen bir risk faktörü olmasına rağmen, prostat kanseri ile ilişkisi konusunda bilim dünyasında tam bir fikir birliği oluşmamıştır. Bazı araştırmalar bir bağlantı bulurken, bazıları bulamamıştır.
Peki, bu çelişkili sonuçların nedeni ne olabilir? Belki de sadece güncel alkol tüketimine bakmak yerine, hayatın farklı dönemlerindeki, özellikle de vücudun hızla geliştiği gençlik yıllarındaki alkol maruziyetine odaklanmak daha doğru bir yaklaşımdır. İşte bu makale tam da bu soruyu sormaktadır: Hayatın erken dönemlerinde düzenli veya yoğun alkol almak, ileriki yaşlarda yüksek dereceli prostat kanseri geliştirme riskini etkiliyor mu?
Çalışmanın Tasarımı ve Katılımcılar
Bu çalışma, “gözlemsel” bir araştırmadır. Yani araştırmacılar belirli bir gruba müdahale etmeden, o grubun özelliklerini ve yaşam tarzlarını (burada alkol tüketimi) gözlemleyerek, bir hastalıkla (prostat kanseri) arasındaki olası ilişkiyi incelemişlerdir.
Araştırmaya, ABD’de bulunan Durham Veterans Affairs Medical Center’da 2007-2018 yılları arasında prostat biyopsisi yapılan 650 erkek katılmıştır. Katılımcıların yaşları 49 ile 89 arasında değişmekteydi ve araştırmanın önemli bir yanı, farklı ırklardan (katılımcıların %53’ü beyaz olmayan) bireyleri içermesidir, bu da sonuçların daha geniş bir popülasyona uygulanabilirliği açısından önemlidir. Bu erkeklerin daha önce prostat kanseri teşhisi almamış olmaları ve çalışmaya katılmayı kabul etmeleri gerekiyordu.
Veri Toplama Yöntemleri
Araştırmacılar, katılımcılara kapsamlı bir anket uygulamışlardır. Bu ankette demografik bilgilerin (yaş, ırk vb.) yanı sıra tıbbi geçmiş ve yaşam tarzı alışkanlıkları hakkında sorular yer alıyordu. Alkol tüketimi ile ilgili kısımda ise, katılımcılardan hayatlarının her on yıllık dönemi için (örneğin, 15-19 yaş, 20-29 yaş, 30-39 yaş, 40-49 yaş) haftada ortalama kaç standart alkollü içki tükettiklerini hatırlayıp belirtmeleri istenmiştir. (Standart içki genellikle bir kutu bira, bir kadeh şarap veya bir ölçü sert içkiye denk gelir).
Tüm katılımcılara prostat biyopsisi yapılmıştır. Biyopsi sonuçları, prostat kanseri olup olmadığını ve varsa kanserin derecesini (Gleason skoru veya Grade Group* adı verilen bir sistemle belirlenir) ortaya koymuştur. Çalışmada özellikle “yüksek dereceli” prostat kanseri (Grade Group 3-5) odak noktası olmuştur, çünkü bunlar daha agresif tümörlerdir.
Araştırmacılar, katılımcıların yaşa özel ve hayat boyu toplam alkol tüketimi miktarlarını hesaplayarak, bu bilgileri biyopsi sonuçlarındaki prostat kanseri teşhisi ve derecesi ile istatistiksel yöntemler kullanarak karşılaştırmışlardır. Farklı risk faktörlerini (yaş, ırk, aile öyküsü, sigara kullanımı gibi) göz önünde bulundurarak, sadece alkolün etkisini izole etmeye çalışmışlardır.
Temel Bulgular: Erken Yaş ve Yüksek Dereceli Risk
Araştırmadan elde edilen bulgular oldukça dikkat çekicidir ve önceki çalışmalardaki belirsizlikleri bir ölçüde gidermeye yardımcı olmuştur. İşte ana sonuçlar ve bazı bilimsel veriler:
1- Genç Yaşta Yoğun Alkol Tüketimi ve Yüksek Dereceli Kanser: Araştırmanın en önemli bulgusu, genç yaşlarda haftada daha fazla alkol tüketen erkeklerde, ileriki yaşlarda yüksek dereceli prostat kanseri teşhisi alma olasılığının anlamlı ölçüde yüksek olmasıdır.
- Özellikle 15-19 yaşları arasında haftada en az 7 alkollü içki tüketen erkeklerde, hiç alkol almayanlara kıyasla yüksek dereceli prostat kanseri teşhisi alma olasılığı 3.21 kat daha yüksek bulunmuştur (Olasılık Oranı – OR = 3.21). Bu bulgu istatistiksel olarak anlamlıdır (p-değeri < 0.05), yani bu sonucun tesadüf eseri elde edilmiş olma olasılığı düşüktür.
- Benzer şekilde, 20-29, 30-39 ve 40-49 yaş on yıllık dönemlerinde de haftada en az 7 içki tüketenlerde yüksek dereceli prostat kanseri riski artmıştır. Bu yaş grupları için olasılık oranları sırasıyla yaklaşık 3.14, 3.09 ve 3.64 olarak bulunmuştur. Bu oranlar da istatistiksel olarak anlamlıdır.
2- Hayat Boyu Toplam Alkol Tüketimi: Sadece belirli bir dönemdeki yoğun tüketim değil, hayat boyu toplamda daha fazla alkol tüketen erkeklerde de yüksek dereceli prostat kanseri riski artmıştır. Hayat boyu en çok alkol tüketen gruptaki erkeklerde, en az tüketen gruba göre yüksek dereceli prostat kanseri teşhisi alma olasılığı yaklaşık 3.20 kat daha yüksek saptanmıştır.
3- Güncel Alkol Tüketimi: Araştırmanın yapıldığı sıradaki (biyopsi öncesi) mevcut alkol tüketimi düzeyi ile yüksek dereceli prostat kanseri teşhisi arasında ise anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu, riskin daha çok geçmişteki veya kümülatif (birikmiş) maruziyetle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
4- Genel Prostat Kanseri Riskine Etkisi: İlginç bir şekilde, erken yaşta yoğun alkol tüketiminin genel prostat kanseri teşhisi (hem düşük hem yüksek dereceli) ile anlamlı bir ilişkisi bulunmamıştır. İlişki daha çok kanserin derecesi (ne kadar agresif olduğu) ile ortaya çıkmıştır.
Sonuçların Yorumlanması ve Çalışmanın Sınırlılıkları
Bu çalışma, alkolün prostat kanseriyle ilişkisi hakkında bildiklerimize yeni bilgiler ekliyor. Araştırmanın sonuçları, özellikle genç yaşlarda ve genel olarak hayat boyunca çok içilen alkolün, ileride ortaya çıkabilecek daha tehlikeli prostat kanseri türlerine yakalanma riskini artırabileceğini gösteriyor.”
Peki alkol tüketimi erken yaşlar neden bu kadar önemli olabilir ?. Araştırmacılar, prostat bezinin ergenlik döneminde hızla büyüdüğünü ve bu gelişimsel süreç sırasında kanserojen etkilere karşı daha savunmasız olabileceğini öne sürüyorlar. Alkol ve metabolitleri bu kritik dönemde prostat dokusuna zarar vererek, ileriki yıllarda kanser gelişimine zemin hazırlayabilir.
Ancak her bilimsel çalışmada olduğu gibi, bu araştırmanın da bazı sınırlılıkları (yani tam olarak kesin sonuçlar çıkarmamızı zorlaştıran yönleri) vardır:
- Geçmişteki Alışkanlıkları Hatırlama Zorluğu: Çalışmada erkeklerden yıllar önce ne kadar alkol içtiklerini hatırlamaları istendi. İnsanların geçmişteki alışkanlıklarını tam olarak doğru hatırlaması her zaman kolay olmayabilir. Bu da verilen bilgilerin biraz yanıltıcı olma ihtimalini doğurur.
- Gençken İçmek mi, Hayat Boyu İçmek mi?: Araştırmada, genç yaşlarda (örneğin 15-19 arası) çok alkol içen erkeklerin, genellikle hayatları boyunca da daha fazla alkol tüketme eğiliminde olduğu görüldü. Bu durum, yüksek riskin sadece genç yaşta başlamaktan mı kaynaklandığını, yoksa hayat boyu süren toplam alkol miktarından mı olduğunu tam olarak ayırmayı zorlaştırıyor.
- Herkese Uygun Olmayabilir: Çalışmaya sadece prostat biyopsisi yapılan erkekler katılmıştır. Bu kişiler genel sağlıklı erkek popülasyonundan farklı özelliklere sahip olabilir (belki zaten bir risk nedeniyle biyopsi yapılıyordu). Bu yüzden, bu çalışmanın sonuçlarının tüm erkekler için birebir geçerli olup olmadığını söylerken dikkatli olmak gerekir.
- Alkol Dışındaki Başka Etkenler: Araştırmacılar yaş, sigara gibi bilinen diğer risk faktörlerini hesaba katmaya çalışsalar da, alkol tüketimiyle birlikte görülen başka yaşam tarzı faktörleri (beslenme, egzersiz gibi) veya genetik özelliklerin de prostat kanseri riskini etkilemiş olma ihtimali tamamen ortadan kalkmaz. Belki alkol içenlerin hayatındaki başka bir şey de riski artırmıştır.
Sonuç
Bu çalışmanın bulguları, prostat kanseri riskini azaltma stratejileri açısından alkol tüketimine, özellikle de hayatın erken dönemlerindeki alışkanlıklara dikkat çekmektedir. Dünya Kanser Araştırma Fonu gibi kuruluşlar zaten kanserden korunma için alkolden kaçınılmasını önermektedir. Bu makale, alkolün prostat kanseri riskindeki rolü hakkında daha net bir resim sunmakta ve özellikle yüksek dereceli, agresif kanser türleri üzerindeki potansiyel etkisini vurgulamaktadır.
Gençlerin ve yetişkinlerin alkol tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi ve özellikle erken yaşlarda aşırı tüketimden kaçınılması gerektiği mesajını desteklemektedir. Elbette, bu tek bir çalışmanın sonucudur ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Ancak elde edilen güçlü bağlantı (3 kattan fazla artan risk olasılığı gibi veriler), alkolün prostat sağlığı üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermektedir.
Prostat kanseri riski taşıyan veya bu konuda endişeleri olan kişilerin alkol tüketimi konusunda doktorlarına danışmaları en doğrusudur. Bu tür bilimsel çalışmalar, risk faktörlerini daha iyi anlamamıza ve potansiyel olarak daha etkili önleme stratejileri geliştirmemize yardımcı olmaktadır.
***
Gleason skoru veya Grade Group*: Gleason skoru veya Grade Group, prostat kanseri teşhisi konulduğunda kullanılan ve kanserin ne kadar agresif olduğunu, yani ne kadar hızlı büyüme ve yayılma eğiliminde olduğunu belirten derecelendirme sistemleridir. Bir patolog, biyopsi ile alınan prostat dokusunu mikroskop altında inceleyerek kanser hücrelerinin normal hücre yapısından ne kadar uzaklaştığına bakar ve bu düzensizlik derecesine göre puanlar verir.
Gleason skoru genellikle 6 ile 10 arasında bir sayıdır (iki farklı hücre yapısı puanının toplamı), Grade Group ise daha yeni ve basitleştirilmiş bir sistem olup 1’den 5’e kadar numaralandırılır. Her iki sistemde de sayının yüksek olması, kanserin daha agresif olduğu ve daha yakından takip veya daha yoğun tedavi gerektirebileceği anlamına gelir; bu derecelendirme, doktorların en uygun tedavi planını belirlemesine yardımcı olan önemli bir bilgidir.
Benzer konularda hazırlanmış diğer makaleler
- Alkolizm genetik bir hastalıktır
- Alkol bağımlılığına genetik yatkınlık
- Alkolün kas gelişimi ve hormon dengesine olumsuz etkisi
- Alkol, beynin esnek düşünmesini engelliyor
Mehmet Saltuerk
++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics
of the University of Cologne
++++++++++++++++++++++++
Kaynak